Yüz Yıllık Eserler İsmail Namık Gedik Kütüphanesi’nde

İç İşleri Bakanlığının Yaptığı Açıklamaya Göre:

Bakanlığımız deposundaki yüz yıllık eserleri çıkardı ve Namık Gedik Kütüphanesi’nde hizmete sundu. Bakanlığımız yerleşkesinde kurulan kütüphaneyle birlikte depoda atıl vaziyette bulunan eserler gün yüzüne çıkarılırken, kütüphaneye İçişleri eski bakanı Dr. İsmail Namık Gedik’in ismi verildi.  

7 Bin 940 Kitap Bulunuyor

Kütüphanede akademik çalışmalara ve araştırmalara kaynaklık edecek birçok eser yer alıyor. Kütüphanede bakanlık yayınlarının yanı sıra 6.080 adet kitap, 1.090 adet nadir eser ve 270 adet süreli yayın olmak üzere 7.940 adet eser bulunuyor. Bu eserlerden en eskisi 1328 yılına ait ‘’Kanun-u Cezanın Mevaddi Kaime ve Muaddelesi Hakkında Teşrih ve Tenkid’’dir. Kitap çeşitliliği açısından çok zengin olan kütüphanede, güncel yayınlar takip edilerek, kütüphane kayıtlarına ekleniyor.

İçişleri Bakanı Dr. İsmail Namık Gedik Kimdir?

 Dr. İsmail Namık Gedik  (1911 – 1960)Malatya Arapgir eşrafından Kaşif Bey ve Fatma Macide Hanım’ın oğlu olarak, babasının posta müdürlüğü görevi sırasında, 1911’de Trabzon’da doğmuştur. Ailenin daha sonra İstanbul’a taşınmasının ardından eğitimine İstanbul’da devam eden Namık Gedik, 1930 yılında Kabataş Erkek Lisesi’nden mezun olmuştur. Küçük yaşta kız kardeşini verem hastalığından kaybetmiş olmanın etkisiyle İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girmiş, 1936 yılında mezun olmasının ardından Aydın’ın Çine ilçesine hükümet tabibi olarak tayin olmuştur. 1937 yılında Türkiye’nin ilk kadın hakimlerinden Melahat Hanım ile evlenen Namık Gedik; Aydın’da görevli olduğu 4 yıl boyunca yaptığı hizmetleri ve kişiliği ile halk tarafından çok sevilmiş, o dönemde Aydın’da doğan pek çok çocuğa Namık isminin verilmesine sebep olmuştur. 1942 yılında başladığı dahiliye ihtisasını Haydarpaşa Numune Hastanesi’nde tamamlayarak 1948 yılında Muğla Memleket Hastanesi Dahiliye Mürahaslığı’na, daha sonra da aynı hastanenin başhekimliğine tayin edilmiştir. 1949 yılında Haydarpaşa Numune Hastanesi Verem Pavyonu Mütehassıslığı görevine getirilmiş, 1950 yılında Demokrat Parti’den Aydın Milletvekili seçilinceye kadar bu görevini sürdürmüştür. 1954 ve 1957 seçimlerinde yine Aydın’dan Demokrat Parti milletvekili seçilen Dr. İsmail Namık Gedik, milletvekilliği sırasında Ege Bölgesi  Parti Müfettişliği yapmıştır. 17 Mayıs 1954–10 Eylül 1955 ve 12 Ekim 1956–27 Mayıs 1960 tarihleri arasında sürdürdüğü İçişleri Bakanlığı görevi ile Cumhuriyet tarihimizde bu görevi en uzun süre yapan bakanlardan biridir. Gençliğinde Türk Talebe Birliği içinde aktif olarak faaliyet gösteren Dr. Namık Gedik’in siyasete atılması, esas itibarıyla Aydın Çine’deki çalışmaları ve eşi Melahat Hanım’ın teşvikleriyledir. Demokrat Parti’nin teşkilatlanma çalışmaları sırasında eşinin teşvikleriyle partinin mitingine katılmış; bu sayede Adnan Menderes ile tanışmış ve devam eden irtibatları neticesinde hem şahsi meziyetleri, liyakati hem de bölgesinde çok sevilen bir isim olması hasebiyle milletvekilliğine aday gösterilmiştir. Sorumluluk almaktan kaçınmayan kişiliği, disiplinli ve çok çalışmasıyla birleşince parti içinde kısa zamanda sevilen, sayılan ve tanınan bir kişi haline gelmiştir. Meclis çalışmaları öncesinde, gündemle ilgili detaylı ve titiz bir şekilde konusuna hazırlanır, etkileyici bir hitabetle fikrini ortaya koyar ve sonuç alırdı. Detaylı çalışması sayesinde sadece sağlık komisyonlarında değil çalışma, dışişleri ve diğer meclis komisyonlarında da aktif görev almış; konulara hakimiyeti ve bilgisi teşkilat içinde giderek artan bir saygı uyandırmış; onu siyasette başat bir aktör haline getirmiştir. Milletvekilliği süresince kendi partisinin mecliste sunmuş olduğu birçok kanun teklifine dahi yüksek bilgisiyle yapıcı eleştiriler getirmiş; zaman zaman sorgulayıcı bir tavır takınmış, pek çok kanunda, yaptığı uyarılar doğrultusunda gerekli revizeler yapılmıştır.
Bütün bu özelliklerinin yanı sıra uyumlu kişiliği ve tartışılmaz sadakati neticesinde 1954 yılında Başbakan Adnan Menderes tarafından İçişleri Bakanı olarak atanmıştır. İç ve dış vesayetin baskılarını iyice arttırdığı bir dönemde İçişleri Bakanlığı görevini üstlenen Dr. Namık Gedik 6-7 Eylül Uşak olayı, Topkapı ve Geyikli hadiseleri gibi hassas süreçlerle karşı karşıya kalmıştır. 6-7 Eylül 1955 olayları sonrasında 10 Eylül’de görevinden istifa etmiş; 12 Ekim’de İçişleri Bakanlığı görevine tekrar atanmıştır.
Dışarıdan organize edildiği yıllar sonra açığa çıkan 6-7 Eylül Olayları sonrasında, esasen doğrudan bir kusuru olmamasına rağmen hükümetin üzerindeki baskıyı almak için istifa etmiştir. Bunun sebebini soran oğlu Arda Gedik’e verdiği ‘’Devlet adamlarının ve üst kademe bürokratların, kusura dayanmayan sorumlulukları vardır’’ cevabı, onun yüksek sorumluluk duygusunun doğal neticesidir.
İçişleri Bakanlığı görevini 27 Mayıs 1960 darbesine kadar sürdüren Dr. Namık Gedik, darbeciler tarafından gözaltına alınmış; 29 Mayıs 1960’ta, darbe ortamının hukuksuzluğu ile maskelenmiş bir kurgu neticesinde gözaltındayken hayatını kaybetmiştir.
27 Mayıs darbesinde gözaltında hayatını kaybeden ve kayıtlarda ölüm nedeni ‘’kalp krizi’’ olarak geçen diğer de DP’lilerin ölümünde olduğu gibi ‘’hassas bir kişiliğe sahip olması hasebiyle, uğradığı ağır hakaret ve baskının kendisini intihara sürüklediği’’ iddiası da hiçbir zaman kamu vicdanında karşılık bulmamıştır. Otopsi yapılmasına Hatta ailenin cesedi görmesine dahi izin verilmemesi, atladığı iddia edilen camdaki kırığın vücudunun geçemeyeceği kadar küçük olması gibi pek çok karanlık nokta barındıran ve sağlıklı delillerle ispatlanamayan bu iddiaya karşılık gözaltında uğradığı işkence ve kötü muamele, birçok kişinin tanıklığı ile sabittir. Henüz 49 yaşındayken hayatını kaybeden, 27 Mayıs 1960 darbesinin ilk şehidi, 2 çocuk babası Namık Gedik aynı zamanda yazar ve şairdir. Eserlerinde ‘’Kaşif’’ mahlasını kullanan Dr. Namık Gedik’ in pek çok şiirinin yanı sıra Nur Dağı’nın etekleri, Akarsu, Sazlar ve kurbağalar, 3 eşsiz, Kağını, Meçhul Eser, Tövbe, Bir Gölge, Boynu bükük kızlar, Kırık tekne, Bademler açarken adlı hikayeleri vardır. Şiir ve hikayelerinin bir kısmı 1932 ve 1933 yıllarında Servet-i Fünun mecmuasında ve Şair Tabipler kitabında yayımlanmış; 1979 yılında ‘’Namık Gedik-Şiirler’’ adlı bir kitapta toplanmıştır.


Seranat
Şarkımız dudakta, çalgı elinde,
Ufuklar boyunca gidelim böyle,
Rüzgara dağıtıp saçlarımızı,
Bu nurlu sevgiden alalım hızı,
Ve sen, o sevdiğim şarkıyı söyle…

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp
Pinterest
Tumblr

Benzer Haberler

Son Haberler